41,8704$% 0,27
48,8670€% 0,48
56,2571£% 0,28
5.686,64%0,46
9.562,00%0,44
28 Ekim 2024 Pazartesi
KEMALPAŞA’DA KİRAZ HASAT ZAMANI
Av. Ayşe Unganer yazdı... İmar Kanunu ve İmara Aykırılıklar
MUNCHAUSEN SENDROMU
ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ (İZALE-İ ŞUYU ) DAVASI HAKKINDA HERŞEY
MANİPÜLASYON TUZAĞI
DOĞALGAZ TEKLİFİ CHP’Lİ ÜYELERİN OYLARIYLAGEREKÇESİZ OLARAK GÜNDEMDE BIRAKILDI. SOĞUKPINAR MAHALLESİ İÇİN SÜREÇ UZADI
Diyetisyen Günnur Değirmenci yazdı…
Uzun zaman süren başarısız diyet denemelerinin sonucunda verilen kilonun hatta çoğu zaman daha fazlasının tekrar geri alınması durumu yoyo sendromu olarak adlandırılır. Kadınlarda görülme sıklığı erkeklere oranla daha fazladır.
Yoyo sendromunun nedenleri:
Yoyo sendromuyla birlikte, yoksunluğa alışan vücut bu düzenden çıkınca tekrar aç kalma korkusuyla yenilen her şeyi depoluyor bu sebeple de yağlanma artıyor.
Yapılan diyetler kısa sürede kilo kaybı sağlarken kas kaybı yaşandığı için vücutta deformasyon görülüyor.
İlaçla zayıflamanın tercih edilmesi durumunda kullanılan ilaçlar kalp ritminde,böbrek fonksiyonlarında bozulmaya sebep oluyor.
Gün boyu dengede kalamayan kan şekeri sebebiyle duygusal yeme atakları tetikleniyor.
Yapılan bir çalışmada,
Katılımcılar 28 günlük vücut ağırlığı kaybının ardından tekrar kilo aldıklarında, çoğunlukla diğer bölgelere kıyasla diyabet ve kardiyovasküler hastalıkların riskini artırma oranı daha yüksek olan karın bölgesinde yağlanma artışı olduğu görülmüştür.
Yoyo sendromundan korunmak için,
Diyet sırasında kendimizi kısıtlamadan vücudun ihtiyacı olan bütün makro ve mikro besin ögelerini almaya dikkat etmeli.
Metabolizmayı bozmayacak şekilde yavaş ancak sağlıklı kilo vermeye özen gösterilmeli.
Basit karbonhidrat kaynaklarından değil de kompleks karbonhidratlardan ve proteinden zengin bir beslenme modeli oluşturulmalı.
Haftalık 150 dk egzersiz yapmaya özen gösterilmeli.
Diyet yaparken kısa ve gerçekçi hedefler konulmalı.
Sağlıklı beslenme yaşam tarzı haline getirilmeli ve beslenme kültürü ve mutfak düzeni de buna göre planlanmalı.
Alışverişe aç gidilmemeli ve maruziyet oluşmaması için niteliksiz yiyecek/içecek alımından uzak durulmalı
Gerekirse bir beslenme uzmanından destek alınmalı.
Sağlık uzmanı tarafından verilmeyen hiçbir takviye ya da ilaç kullanılmamalı
Kilo problemlerinin altında yatan sebebin sadece çok yemekten kaynaklanmadığı psikolojik ve hormonal sebeplerin de etkili olabileceği düşüncesi unutulmamalı ve multidisipliner bir yaklaşım benimsenmelidir.
Diyetisyen Günnur Değirmenci yazdı…
Acıktığımız zaman kendimizi nasıl hissederiz? Karnımız guruldar, yiyecek seçimi yapmayıp sadece karnımızı doyurmak isteriz. Bunun sebebi hücrelerdeki besin depolarının boşalması, kan glikoz düzeyinin düşmesidir. Homeostatik açlık adı verilen bu acıkma şeklini hepimiz biliyoruz.
Peki, başka açlık türleri de var mıdır ve hepimizin açlığı farklı olabilir mi?
Aslında evet, homeostatik açlıkla birlikte farklı açlık türleri olduğu da bilinmektedir.
Aç olmadığınız halde kendinizi bir şeyler yemek isterken buluyor musunuz? Özellikle üzgün ya da stresli hissettiğinizde kendinize belirlediğiniz bir “simge besin” (makarna,çikolata gibi…) varsa ve rahatlamak için bu besinlere yöneliyorsanız aslında duygusal açlık çekiyor olabilirsiniz.
Duygusal açlık, üzüntü,mutluluk,stres,kızgınlık veya depresyon gibi duygulara gösterilen tepkiler sonucu anlık olarak ortaya çıkan bir açlık türüdür.
Bunun yanında 5 duyu organımızla algılayabildiğimiz açlık türlerini de duyusal açlık içinde inceleyebiliriz.
Göz Açlığı: Bir besini gördüğünüz zaman gelen yeme isteğidir.
Kulak Açlığı: Cips paketinin açılma sesini duyduğunuzda gelen cips yeme isteği gibi örnekleyebileceğimiz bazen sadece bir besinin adını duymanın bile açlığın tetiklenmesine sebep olabileceği açlık türüdür.
Koku Açlığı: Bir fırının önünden geçtiğinizi ve taze ekmek kokusu aldığınızı düşünün işte bir besinin kokusuna duyulan açlık türü koku açlığıdır.
Günlük koşturmaca içerisinde bazen yemek yemeye fırsat bulamayabiliyoruz. Bu sebeple fırsat bulduğumuz zaman çok aç olmasak da tekrar fırsatımız olmayacağı endişesiyle yemek yiyebiliyoruz. Bu durumdaki açlığa da pratik açlık diyoruz.
Bir de hedonik açlık adını verdiğimiz bir açlık türü var bu açlık türünü de kısaca “ben şuan pizza yemek istiyorum ’’gibi direkt bir besin belirleyebildiğimiz, enerji değeri ve içeriğini önemsemediğimiz genelde bol kalorili ve besin değeri düşük, fazla yağlı yiyecekleri tercih edip bunu kendimiz için bir ödül haline getirdiğimiz açlık türü olarak tanımlayabiliriz.
Özetle tek bir açlık türü yok ve zaman zaman bütün açlık türlerini yaşamış olmamız çok normal.
Burda önemli olan bir besine istek duyduğumuzda bunun gerçekten açlıktan olduğunu mu yoksa tok olduğumuz halde duygusal bir durumu bastırmak istediğimiz için mi yemek istediğimizi anlayabilmek.
Bunun için de kendi vücudumuzun sesini dinlememiz gerekiyor. Fiziksel belirtiler hissediyorsak bunun homeostatik açlık olduğunu kolaylıkla anlayabiliriz.
Eğer anlayamıyorsak bir an için durup kendimize şunu soralım “ben gerçekten aç mıyım?’’ soruya cevabımız hayırsa bir süre bekleyip başka şeylerle oyalanmaya çalışalım çünkü muhtemelen bir duygusal açlıkla karşı karşıyayız.
Başka bir yöntem ise besin değeri düşük ve fazla yağlı ve kalorili yiyecekleri alışveriş sırasında hiç almayıp evde bulundurmamak ki bu maruziyeti azaltacağı için “Bakmazsanız görmezsiniz görmezseniz yemezsiniz’’
Bunun yanında gün içerisinde,
Gibi önerilere dikkat etmek ve gerektiği durumda multidisipliner bir yardım almak (diyetisyen,doktor ve psikolog gibi) hayat kalitemizi artırarak duygusal yeme ataklarımızın önüne geçmede bize yardımcı olabilir.