39,5546$% 0.04
45,5408€% 0.25
53,2081£% 0.19
4.299,24%0,44
7.058,00%0,41
Av. Burcu Çalışkan yazdı…
“Tarlam var ama tarlama ulaşmak için yolum yok, yolla herhangi bir bağlantım bulunmuyor ve yolun yapılması için gerekli alana da sahip değilim. Bu sebeple ulaşım sıkıntısı yaşıyorum. Ne yapmalıyım ? “
Örneğin, yukarıdaki şekilde bir problem yaşıyorsanız, komşunuzun tarlası üzerinde belirli bir bedel karşılığında tarlanıza yol yapılmasını mahkemeden talep etme hakkınız bulunmaktadır.
Böylelikle, genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazınız için genel yolla kesintisiz bağlantısı kurulması, yol yapılabilmesi adına geçir hakkı davası açabilirsiniz.
Geçit hakkı kurulması davalarında amaç, genel yola bağlantısı olmayan taşınmazların yolla bağlantısının sağlanmasıdır. Bundan dolayı, geçit kurulurken ihtiyaç içinde olan taşınmaz kesintisiz olarak genel yola bağlanmalıdır.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Dava açıldıktan sonra aleyhine geçit hakkı tesis edilecek taşınmazın değişmesi durumunda husumet yeni taşınmaz maliklerine yöneltilerek davaya devam edilmelidir. Uygulamada genelde davacı taraf, bir dahili dava dilekçesi vererek yeni malikleri davaya dahil ettirmektedir. Bu gibi durumlarda davacı taraftan yeniden harç alınması gerekip gerekmeyeceği sorunu ortaya çıkmaktadır. Yargıtay, son kararlarında, bu gibi durumlarda sonradan davaya dahil edilen maliklere başta husumet yöneltilmemesinin kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması sebebiyle HMK 124 maddesi gereğince harç alınmaması gerektiğini belirtmektedir. Bu davaların çözümünde görevli mahkeme asliye hukuk mahkemeleri olacaktır.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır. Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır.
Sonuç olarak, taşınmaz malikleri gerekli şartları sağladıkları takdirde genel yola ulaşabilmek için komşu taşınmazlar üzerinde geçit hakkı talep edebilecek ve geçit hakkı davası açabilecektir.
DAİMA GENÇ